Midyeci Ahmet Bakırköy – Sokak Yemekleri – İstanbul

Bakırköy’de akşam vakti dolaşırken önüme çıkan ve uzun zamandır aklımda bulunup denemediğim Midyeci Ahmet’i denedim. İnternette viral olan videoları ile, önünde oluşan uzun kuyruklarla, kısa bir zamanda neredeyse herkesin bildiği bir marka oldu. Midyeyi kendi çiftliklerinde üretmesi ve Yunanistan’da yaptığı girişimlerle benimde denemek istediğim lezzetler arasında girmişti. 

Kova olarak midye satmak midye satışını sokak sehpalarından alıp seri üretim fast food zincirine çeviren bir girişim oldu. Girdiğim şubesinde ünlü soslu midyelerinden birkaç adet ve yarım kokoreç söyledim kendime. Siparişler hızlıca yapıldı ve üst kata geçtim.

Midyeler İzmir’de daha önce karşılaştığım bir şekilde sıcak olarak servis ediliyor. Ben sokak girişlerinde genelde küçüklüğümden beri soğuk midyeye alışık olduğumdan ilk sıcak midyemi İzmir’e gittiğimde yemiştim. Sıcak midye bana ferahlatmaktan çok yoran ve mideye oturan bir his veriyor o sebepten sıcak midye fanatiği biri sayılmam. Midyeleri ortalamaydı, pirinçleri fazla pişmişti ve sosu kendini aşırı hissettirmiyordu ancak yenilebilir bir midyeydi. 

Kokoreç ise tam bir faciaydı… O kadar yağlıydı ki sanki iç yağ içinde kavrulmuş gibiydi. Kokoreç tadını almak yerine kaşıkla yağ içiyorsunuz gibi bir his veriyor insana. Yerken yarısını ancak yiyebildim. Ekmek arası iç yağ yiyor gibi hissettim, halbuki kokoreçte asıl olan süt kuzu ince ve kalın bağırsağının sarılmasından arasında ise lezzeti açısından yağların geçirilmesinden oluşur. Bu kokoreçte bağırsak tadı çok geride kalıp aşırı iç yağ tadı öndeydi.

Ne yazık ki normale göre ucuz bir fiyatı olmayan Midyeci Ahmet benim gözümde adının popülaritesinin tadıyla arkasında duramayan bir marka oldu.